Afrika'nın Türkiye için Stratejik
Önemi Nedir?
Yard.
Doç. Dr. Abdurrahim Sıradağ
Kral
Fahd Petrol ve Mineral Üniversitesi
http://www.karar.com/gorusler/abdurrahim-siradag-yazdi-afrika-ile-gelecek-mumkun-mu-173213
AK
Parti’nin Kasım 2002 yılında iktidara gelmesi ile birlikte Türk dış politikası
(TDP) büyük bir değişim ve dönüşüm içerisine girmiştir. Bu değişim ve dönüşümün
en fazla görüldüğü yerlerden birisi de Afrika kıtası olmuştur. AK Parti
hükümetleri döneminde Afrika ile ilişkilerin geliştirilmesi TDP’nin en önemli
stratejik amaçlarından birisi haline gelmiştir. Türkiye, Afrika ile siyasi, ekonomik, güvenlik, sosyal ve kültürel
alanlarda ilişkilerini her geçen gün daha da derinleştirmektedir. Bu bağlamda,
Türkiye 2005 yılını Afrika yılı ilan etmiştir. 2008 ve 2014 yıllarında
Türkiye-Afrika Zirveleri düzenlenmiştir. Afrika Birliği (AfB) Türkiye’yi 2008
yılında stratejik ortak olarak kabul etmiştir. Türkiye aynı zamanda Afrika’daki
AfB ve Batı Afrika Ülkeleri Ekonomik İşbirliği Topluluğu (ECOWAS) gibi önemli
Afrika örgütlerine de akredite olarak ilişkilerini güçlendrmektedir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 1-3 Haziran 2016 tarihlerindeki Doğu
Afrika ülkelerinden Uganda, Kenya ve Somali’yi kapsayan gezileri de Türkiye’nin
Afrika politikasını güçlendirmek için atılan önemli bir adım olmuştur. Türkiye,
bu üç ülke ile siyasi, ekonomik, güvenlik, sosyal ve kültürel alanlarında
birçok ikili anlaşmalar yapmıştır.
Bu
çalışmada Türkiye’nin Afrika ile ilişkilerini güçlendirmesindeki sebepler
üzerinde durulacak ve Afrika’nın Türkiye için niçin önemli olduğuna dair soruya
cevap aranacaktır. Afrika, Türkiye için birçok açıdan önemlidir. 21. Yüzyılda
Afrika’nın dünya politikasındaki önemi artarak devam etmektedir. Çin,
Hindistan, Brazilya, Rusya ve eski sömürü Batı Avrupa ülkeleri Afrika ile
siyasi ve ekonomik ilişkilerini sürekli güçlendirmektedir. Afrika kıtası 21. Yüzyılda, zengin yeraltı kaynakları ve sahip olduğu
kadim tarihi ile dünya siyasetini etkilemeye devam etmektedir.
Afrika
kıtası Türkiye için özellikle küresel düzeyde büyük bir önem taşımaktadır.
Türkiye’nin AK Parti hükümetleri ile birlikte aktif ve çok yönlü dış
polititkasına paralel olarak kıta ülkeleri ile ilişkilerini güçlendirmeye
başlamıştır. Türkiye’nin Afrika ile
artan çok yönlü diplomasisine bağlı olarak Türkiye’nin küresel düzeydeki gücü
de artmıştır. Örneğin, Türkiye 2009-2010 yıllarında BM Güvenlik Konseyi geçici
üyeliğine seçilmiştir. Türkiye’nin BM Güvenlik Konseyi geçici üyesi olarak
seçilmesine Türkiye’nin Afrika ülkeleri ile artan siyasi ve ekonomik ilişkileri
sonucu Afrika ülkeleri büyük bir destek sağlamıştır.
Siyasi
olarak Afrika’nın Türkiye için öneminden bahsetmek gerekirse, 1923 yılında
Cumhuriyeti’nin kurulması ile birlikte Türkiye, Batı odaklı bir dış politikayı
kabul etmiş, bundan dolayı Batı ülkeleri ile ilişkilerini en yüksek düzeyde
tutmak için çaba göstermiştir. Bununla birlikte Türkiye, özellikle Osmanlı
mirasından kalan coğrafi bölgelerle ilişkilerini en düşük düzeyde tutmuştur. AK
Parti ile birlikte geleneksel dış politikanın parametreleri değişmiş ve çok
yönlü ve çok aktif bir dış politika geleneği oluşturulmuştur. Türkiye’nin
geleneksel dış politikasının değiştiğini gösteren en önemli örneklerden bir
tanesi de Türkiye’nin Afrika ile geliştirdiği aktif dış politikasıdır. Bu
bağlamda Türkiye Afrika ile siyasi ilişkilerini en yüksek düzeyde tutmak ve
geliştirmek için Afrika kıtasındaki büyükelçilik sayısını artırmıştır. 2002 yılından önce Türkiye’nin Afrika
kıtasındaki toplam büyükelçilik sayısı 12 iken bu sayı AK Parti hükümetleri ile
birlikte 39’e ulaşmıştır. Yine aynı şekilde 2002 yılından önce Afrika
kıtasından toplam sadece 10 ülkenin Ankara’da diplomatik temsilcileri
bulunurken bu sayı günümüzde 32’ye yükselmiştir. 2007 Ekonomik krizle
birlikte Avrupa ülkeleri Afrika ülkerindeki büyükelçiliklerini kapatırken
Türkiye, Afrika ülkerinde yeni Türk büyükelçilikleri açarak hem siyasi hem de
ekonomik olarak kitadaki varlığını güçlendirmiştir.
Ekonomik
olarak, Afrika Türkiye’ye birçok alanda fırsatlar sunmaktadır. Bunlardan en
önemlisi de Afrika’nın Türkiye için yeni ekonomik fırsatlar sunmasıdır. Türkiye
2003 yılında “Afrika ile Ekonomik İlişkilerin Geliştirilmesi Stratejisi”ni
hazırlayarak hayata geçirmiştir. Bu strateji çerçevesinde Türkriye Afrika ile
ekonomik ilişkilerinin gelişmesine büyük önem vermeye başlamıştır. Yüksek
düzeyli ikili ziyaretlerde gerek Cumhurbaşkanının ziyaretlerinde gerekse
başbakanın ziyaretlerinde Türk heyetinde Türk işadamlarının sayısının her zaman
fazla olduğu görülmektedir. Bunun temelinde Türkiye’nin Afrika kıtası ile
ekonomik ilişkileri canlı tutmak ve geliştirmek olduğunu söyleyebiliriz. 2002
yılından önce Türkiye’nin Afrika ülkeleri ile toplam dış ticareti 2 milyar dolar
civarında iken bugün bu rakam 20 milyar dolara ulaşmıştır. 2023 yılı için bu
hedef 50 milyar dolar olarak planlanmıştır.
Afrika’nın Türkiye için diğer önemli
bir yönü ise, Osmanlı Devleti’nin Afrika kıtası ile olan derin tarihi
ilişkileridir. Osmanlı Devleti’nin yıkılması ile
birlikte kurulan yeni Cumhuriyet, Osmanlının tarihi mirasını reddetmiş ve dış
politikada batı odaklı bir strateji kabul edilmiştir. Öte yandan Osmanlı Devleti’nin
Afrika kıtası ile 16. Yüzyıla dayanan derin tarihi ilişkileri
bulunmaktadır. Bu münasebetle
Türkiye’nin Afrika politikası 2000’li yıllara kadar sürekli sorunlu olmuş ve
Afrika ülkeleri ile ilişkileri de en düşük düzeyde kalmıştır. AK Parti ile
birlikte bu anlayış yıkılmış, özellikle de Osmanlı coğrafyasında Osmanlı
mirasının sahiplenilmesi yeni Türkiye’nin inşası için önemli bir amaç olmuştur.
Türkiye yine bu bağlamda özellikle Osmanlı mirasının olduğu bölgelerdeki
Osmanlı tarih eserlerini -özellikle de Doğu Afrika bölgesinde- yeniden imar
etmek ve korumak için büyük bir çaba göstermektedir. Özellikle, Türkiye Somali,
Etiyopya, Cibuti ve Sudan’daki Osmanlı eserlerinin yeniden imar edilmesini
sağlamıştır.
Kültürel
ve sosyal alanda da Afrika Türkiye için çok önemlidir. Türkiye AK Parti
hükümetleri döneminde Afrika ile sosyal ve kültürel münasebetlerini en yüksek
düzeye çıkartarak Afrika ile ilişkilerini güçlendirmek için adım atmaktadır.
Siyasi, ekonomik ve tarihi ilişkilerin güçlendirilmesi için Afrika ülkeleri ile
sosyal ve kültürel faaliyetlerin geliştirilmesi de gerekmektedir. Bu bağlamda
Türkiye binlerce Afrikalı öğrencinin Türkiye’de burslu olarak eğitim görmesini
sağlamıştır. Ayrıca Türkiye Afrika’daki sosyal ve kültürel projelerini
gerçekleştirmek için Afrika’nın farklı ülkelerinde 15 TİKA
ofisi açmıştır. Türkiye TİKA ofisleri aracılığı ile 30’dan
fazla Afrika ülkesinde sosyal ve kültürel projeler gerçekleştirmektedir.
Türkiye Afrika kıtasında en fazla bağış yapan ülke olmuştur. Türkiye aynı
zamanda Afrika’da 5 farklı ülkede Yunus Emre Kültür Merkezlerini de açarak
Afrika ülkelerindeki kültürel faaliyetlerini artırmaktadır.
Askeri
ve savunma alanlarında da Afrika kıtası Türkiye için birçok açıdan önem teşkil
etmektedir. NATO’da askeri olarak önemli bir ülke olan Türkiye, Afrika
ülkelerinde de artan siyasi ve ekonomik ilişkilerine bağlı olarak birçok Afrika
ülkesi ile güvenlik ve savunma alanlarında ikili anlaşmalar yapmaktadır. Birçok
Afrika ülkesinde polis ve askerlerin eğitilmesinde de öncü rol oynamaktadır.
Buna paralel olarak Türkiye Somali’de askeri bir üs kurarak bu ülkenin asker ve
polislerinin eğitilmesinde ve güvenliğinin sağlanmasında çok büyük bir rol
oynamaktadır.
Sonuç
olarak, 2000’li yıllardan sonra Türkiye-Afrika ilişkilerinde büyük ilerleme
kaydedilmiştir. Türkiye, Afrika ile ilişkilerinde çok yönlü bir strateji
geliştirmiş ve Afrika ile siyasi, ekonomik ve kültürel bağlarını güçlendirecek
adımlar atmıştır. AK Parti hükümetleri döneminde Afrika kıtası, Türkiye’nin
stratejik bir ortağı olmuştur. Türkiye-Afrika ilişkilerinin geleceği
Türkiye’nin siyasi istikrarı ile yakından ilgilidir. Ayrıca Türkiye-Afrika ile
ilişkilerin geleceği için TDP’de süreklilik çok önemlidir. Türkiye-Afrika ilişkilerinde önemli bir sorun ise Afrika kıtasını
tanıyan nitelikli insanlarımızın olmamasıdır. Özellikle Türkiye’deki üniversite öğrencilerinin Afrika ülkelerindeki
üniversitelerde eğitimi teşvik edilmelidir. Türk akademisyenlerinin Afrika
ülkelerindeki üniversitelerle akademik işbirliğini geliştirmeleri de
Türkiye-Afrika ilişkilerinin geleceği için önemlidir.