Özet:
Afrika kıtası sahip olduğu jeo-ekonomik ve jeo-politik öneminden dolayı dünya politikasındaki stratejik yeri ve önemi her gün artmaktadır. Özellikle Afrika’daki eski Batılı sömürü ülkeleri, yeni küresel ve bölgesel aktörlerin kıtadaki aktif politikaları karşısında 2000 sonrası Afrika kıtasındaki stratejik rollerini yeniden tanımlama ihtiyacı içerisine girmişlerdir. Afrika ülkeleri 2000 sonrası Batının ırkçı ve yıkıcı tarihlerinden dolayı ve kendi ekonomik ve siyasi özgürlüklerini gerçek anlamda tamamlamak için yeni aktörlerle işbirliği içerisine girmişlerdir. Türkiye’nin kıtada sömürü tarihi olmaması ve güçlü insani ve kalkınma yardım projeleri gibi sebeplerden ötürü kıtadaki çoğu ülkelerle kısa süre içerisinde çok güçlü stratejik işbirliği alanları geliştirmiştir. Afrika ülkeleri özellikle yeni aktörlerle doğru stratejik ilişkiler geliştirebilirse ve bu ilişkilerin etkisi ile kendi iç dinamiklerini siyasi ve ekonomik güçlenmeleri yönünde kullanabilirlerse kıtanın ekonomik büyümesi ve stratejik gücü 21. Yüzyılda daha fazla olacaktır.
Kaynak:
Sıradağ, A. (2024). Türkiye’nin Afrika’ya Yönelik Küresel Rekabetteki Konumu Nasıl İfade Edilebilir? Sıvış, E ve Aydın, H. (Ed), "50 Soruda Türkiye-Afrika İlişkileri" içinde, İstanbul: Altınbaş Üniversitesi Yayınları, ss. 310-316.
https://www.nobelyayin.com/kitap_20833.html
